Halide Edip Adıvar Hayatı Kısaca Bilgi
Halide Edib Adıvar (11 Haziran 1884 – 9 Ocak 1964) Türk hakları, kadın hakları konusunda milliyetçi ve politik bir liderdi. Türk kadınlarının düşük sosyal statüsünü eleştiren romanları ve durumlarını değiştirmede çoğu kadının ilgisizliği olarak gördükleri romanlarıyla tanındı.
Halide Edib, Osmanlı İmparatorluğu’nda üst sınıf bir ailede doğmuştur. Babası, Osmanlı Sultan Abdülhamid’in sekreteri idi. Halide Edib, Avrupalı ve Osmanlı edebiyatını, din, felsefe, sosyoloji, piyano çalma, İngilizce, Fransızca ve Arapça öğrendiği özel eğitmenler tarafından evde eğitim gördü. Yunancayı komşularından ve kısa bir süre Konstantinopolis’teki bir Yunan okuluna gitmeyi öğrendi. 1897’de Amerikan Koleji Koleji’ne kısa bir süre katıldı. 1897’de, annesinin kendisine Cemal Nişanı (Şefkat Nişanı) adını verdiği Yakup Abbott tarafından anneye çevirdi. 1899-1901 yılları arasında Amerikan Kolejinden mezun oldu. Babasının evi, Konstantinopolis’te entelektüel bir faaliyet merkezi ve hatta Halide Edib’in bile kentin entelektüel yaşantısına katılmış olmasıydı.
Mezun olduktan sonra iki oğlu olduğu matematikçi ve astronom Salih Zeki Bey ile evlendi. Ancak entelektüel çalışmalarına devam etti ve 1908’de Tevfik Fikret’in Tanin gazetesi ve kadın dergisi Demet’e eğitim ve kadın statüsü hakkında yazılar yazdı. İlk romanı Seviye Talip’i 1909’da yayınladı. Eğitim hakkındaki makaleleri nedeniyle, eğitim bakanlığı onu Konstantinopolis’teki kız okullarında reform yapmaya çağırdı. Nakiye Hanım ile müfredat ve pedagoji değişimleri üzerine çalıştı ve çeşitli okullarda pedagoji, etik ve tarih dersleri verdi. Bakanlık ile birlikte cami okullarıyla ilgili bir anlaşmazlıktan istifa etti.
1910’da Salih Zeki’den boşanma davası aldı. Evi, özellikle yeni Türklük kavramlarıyla ilgilenenler için entelektüel bir salon haline geldi. 1911’de Türk Ocağı’na (Türk Ocağı) dahil oldu ve 1912’de ilk kadın üye oldu. Aynı zamanda Kadınların Yükselişi’nin (Taali-i Nisvan) örgütlenmesinin de kurucusu oldu.
1913-1914 yılları arasında Ermeni rahibi, müzisyeni ve Ermeni Soykırımı kurbanı Komitas’ın bir arkadaşı oldu. Komitas birkaç kez evinde şarkı söylemeye davet edilmişti. Halide Edib kendisine karşı dostane bir tavırla yaklaşırken, yazılarında Komitas ve müziğini Ermeni yerine “Anadolu” olarak tanımladı. Müziğinin Türklerden çalındığını ve “kelimeleri Ermenice çevirdiğini” iddia etti. Ayrıca, anne-babasının “muhtemelen Türk kökenli” olduğuna ve “Ermeni milliyetçisi mi, kökeninin Türkçe mi, Ermeni mi olduğu, mizaç ve kalpte ise bilinçsizce gerçek bir Anadolu Türkü” olduğuna inanıyordu.